1.Râyete meylederiz kâmet-i dil-cû yerine
Tûğa dil bağlamışız kâkül-i hoş-bû yerine
2.Heves-i tîr u kemân çıkmadı dilden, asla
Nâvek-i gamze-i dil-dûz ile ebrû yerine
3.Süreriz tîğımızın zevk u safâsın her dem
Sîm-tenle olan lezzet-i pehlû yerine
4.Gerden-i tevsen-i zîbâda kutâs-i dil-bend
Bağladı gönlümüzü zülf ile gîsû yerine
5.Severiz, esb-i hüner-mend-i sabâ reftârı
Bir perî-şekl sanem bir gözü âhû yerine
6.Gönlümüz şâhid-i zîbâ-yı cihâdâ verdik
Dilber-i mâh-ruh-ı yâr-ı perî-rû yerine
7.Seferin cevri çok ümmîd-i vefâ ile velî
Olduk âşüftesi bir şûh-ı cefâ-cû yerine
8.Olmuşuz cân ile billâh Gazâyî teşne
Kanını düşmen-i dînin, içeriz sû yerine
[Gazi Giray Han]
Günümüz Türkçesi
1.Biz, gönül çeken endam yerine, bayrağa meylederiz; güzel kokulu kâkül yerine tuğa gönül bağlamışız.
2.Gönül çalan gamze temreni ile kaş yerine, ok ve yay hevesi içimizden asla çıkmadı.
3.Gümüş tenlilerle olan kalça lezzeti yerine, biz her an kılıcımızın zevk ü sefasını süreriz.
4.Bizim gönlümüzü, saç ve zülüf yerine, güzel kıratın boynundaki gönül bağlıyan kotas bağladı.
5.Biz, peri şekilli bir put, ahu gözlü bir sevgili yerine, rüzgâr gidişli, hünerli atı severiz.
6.Gönlümüzü, ay yanaklı, peri yüzlü dilber yerine, güzel savaş sevgilisine verdik.
7.Vefa ümidiyle yapılan seferin cefası çoktur ama cefa eylemeyi isteyen bir işveli güzel yerine [onun] âşığı olduk!
8.Ey Gazayi, billahi öyle candan susamışız ki din düşmanının kanım su yerine içeriz!..