Lâle-hadler yine gülşende neler etmediler
Servi yürütmediler goncayı söyletmediler
Taşradan geldi çemen mülküne bîgâne deyü
Devr-i gül sohbetine lâleyi iletmediler
Âdeti hûbların cevr ü cefâdır ammâ
Bana ettiklerini kimselere etmediler
Hamdülillâh mey-i can-bahş ile sâkîlerimiz
Âb-ı hayvân ile Kevser suyun istetmediler
Hele ol kaşları yay okları peykânlarını
Sîneden çekmediler yüreği oynatmadılar
Bin güzeller bulunur Yûsuf’a mânend ammâ
Bu kadar var ki bular kendilerin satmadılar
Ey Necâtî yürü sabr eyle elinden ne gelir
Hûblar cevr ü cefâyı kime öğretmediler
Lâle yanaklılar yine gül bahçesinde neler etmediler: selviyi yürütmediler, koncayı söyletmediler.
Dışardan geldi, çimenlik sahasına yabancıdır diyerek gül devri sohbetine lâleyi götürmediler.
Güzellerin âdeti cevr ü cefadır amma bana ettiklerini kimselere etmediler.
Tanrıya şükür ki sakilerimiz ruh veren şarabı sunarak âbı hayatla kevseri arattırmadılar.
Ey Necati, yürü sabret, çünkü elden ne gelir; güzeller cevr ü cefayı kime öğretmediler.