
Taşlarla döğünüp yürür âb-ı revânı gör
Rahm eyledi bu hâlime kevn ü mekânı görDağlar başında ebr-i felek ağlayıp gider
Yanınca ra’dün ettiği âh ü figânı görÇâk eyledi yakasını derd ile subhgâh
Çarhun şafak yerine ya döktüğü kanı görDeryâlar acıyıp göğe boyadı câmesin
Toprak döşendi rûy-ı zemîn ü zamânı görEy kimsesiz soran beri gel hisse-i gam al
Sen dahi bir nedir feleğün armağânı görİslâm içinde nâz ü na’îmi götürmiyen
Küffâr içinde cebr ile şimdi duranı gör
Günümüz Türkçesi:
Taşlarla dövülüp ilerliyen akar suya bak, benim şu halime acıyan tabiatı gör!
Dağlar başında göğün bulutu ağlayıp gidiyor, yanı başında gök gürültüsünün ettiği ahi ve feryadı seyret!
Sabahleyin dert ile yakasını yırttı. Feleğin şafak yerine şu döktüğü kana bak!..
Denizler acıyarak elbisesini maviye boyadı, yer yüzü toprak döşendi, zamanı, gör.
Ey kimsesiz soran, beri gel, gam hissesi al da feleğin armağanı nedir sen de bir gör!
İslâmlar arasındaki nazlı ve nimetlerle dolu hayatı beğenmezken şimdi kâfirler içinde zorla duranı gör!
Günümüz Türkçesi: Vasfi Mahir Kocatürk