Türk kelimesi de geçmiyor. Çünkü İstiklâl Marşı’nın yazıldığı sırada bugün birçoklarının pek meraklı olduğu şey çok daha canlı idi: İslâm ayrı, Türklük ayrı (!) Bu İstiklâl Marşı’nın yazıldığı günlerde, yıllarda şimdikinden çok daha şiddetli bir tesir uyandıran hadise idi. O sırada Sovyetler Birliği doğmuştu ve bu kavmî vasıfların öne çıkması göze batıcı hale gelmesi şimdikinden daha çarpıcı idi. Sovyetler Birliği kurulduğu zaman bütün etnik unsurlara o topraklarda yaşayan bütün etnik unsurlara hususi muhtar bölgeler verildi. Mesela Çingene Muhtar Bölgesi vardı. Sovyetler Birliği yıkıldıktan sonra Kırgızistan’da Lenin heykelini sökemediler. Halk, Lenin’in şehrin en merkezi yerinde en önemli makamı işgal eder şekilde bulunması dolayısıyla “Biraz daha geri çekelim, ikinci, üçüncü derecede bir yere nakledelim.” teklifini de şiddetle reddetti. Çünkü Sovyetler Birliği kurulduğu zaman “Buraları da Kırgızlara verelim” diyen Viladimir Ulyanov İlyiç Lenin’dir. Yani Lenin “Buraları da Kırgızlara verelim” diyene kadar Kırgızistan diye bir yer yoktu. Bunları niçin anlatıyorum? İstiklâl Marşı’nın bizim için ifade ettiği manayı bilelim diye. Neden Türk ve İslâm kelimeleri yok İstiklâl Marşı’nda? Çünkü İstiklâl Marşı kelimelerin taşıyamayacağı kadar ehemmiyetli bir yükü gösteriyor bize.Bu kelimeler eğer İstiklâl Marşı’nda zikredilmiş olsaydı İstiklâl Marşı’nın asıl söylemek istediği şey gölgelenebilirdi. Türk o zaman alafranga insan manasına geliyordu. Hatta Türkiye Komünist Partisi’nin sekreteri Ethem Nejat hem Türkçü, hem de komünistti. Bu ortamda Türklüğün Müslümanlıktan ibaret olduğunu söylemek doğru bir şeyi söylemekti ama birtakım kötü niyetli insanların bunları nasıl Türk Milleti’nin aleyhine çevireceği bilinemiyordu. İstiklâl Marşı’nda Türk ve İslâm kelimeleri geçmiyor fakat İstiklâl Marşı bu iki kelimenin dünya ne aradığını, bu iki kelime dolayısıyla dünyada ne aranabileceğini söylüyor.
Biz bize hasmane bir şekilde öğretilen, bizim çaresizliğimizi artırmak üzere yayılan haberlere çok rağbet ediyoruz. Tıpkı İstiklâl Marşı’nda Türk ve İslâm kelimelerinin geçmeyişi gibi bugün birtakım siyasi, sosyal, iktisadi meselelere birtakım kulplar takıyoruz. Oradan tutabileceğimizi düşündüğümüz kulplar.