Aralık 23, 2024

Gül istedim diken oldu yerim ne çâre kılam
Meğer libâs-ı hayâtımı pâre pâre kılam

N’olaydı sihr bileydim ki hicre doymak için
Yüreğimi yüreğin gibi seng-i hâre kılam

Eğer sitâreye hükm olsa vaslın ey meh-rû
Yaşımla rûz ü şeb âfâkı pür sitâre kılam

Dedim ki yâre kulum dedi bu sözü diyenin
Kesem kalem gibi başın dilin de pâre kılam

Dedim teveccüh edip öldür Ahmed’i dedi
Bu kâr-ı hayre ne lâzım ki istihâre kılam

Günümüz Türkçesi:

Gül istedim, yerim diken oldu, ne yapayım, hayatımı, dikenlere takılıp yırtılan bir elbise gibi parça parça etmekten başka çare yok.
Ah, ne olurdu, büyü bilseydim de, ayrılığa dayanabilmek için, yüreğimi senin yüreğin gibi mermer taş yapsaydım!..
Ey ay yüzlü, eğer sana kavuşmak yıldızların tesiriyle olursa gece gündüz ağlıyarak ufukları göz yaşımın yıldızlariyle doldurayım.
Sevgilime “Ben senin kulunum” dedim; bana: “Bu sözü söyliyenin kalem gibi başını keser, dilini de parçalarım” dedi.
O halde “Lütfederek Ahmed’i öldür” dedim; “Bu hayırlı iş için tereddüt etmeme ne lüzum var!” cevabını verdi.

Copyright © All rights reserved. | ChromeNews by AF themes.